4 Haziran 2010 Cuma

Hisarüstünde hayat gece 4'te peak yapar.




Uzun süredir yazmadım, merak etmemişsinizdir umarım.
Bu aralar parasızlığın dibine vurduğumdan fazla bir aktivitem yok.
Bir de boğaziçi kitlesi, bu aralar network kapılarını sonuna kadar kapamış durumda. Finaller var ders çalışıyorum bahane-sebebi ile, bu dönem tam olarak mayıs içerisindeki o konser-monser yapılan efsane dönemin tersi.

Neyse, neler oldu bir bakalım bakalım:
  • Emre'lerin grubuyla devam ediyoruz aynen. Yarın basçı hatunun doğum gününe gidiyorum.
  • Duygu'yu hala aramadım amk. Bu da benim badaklığım. Ama görseniz hatun tam bir cıvır lan. Ama bir de konuşsanız, tam bir loser. Başka okulda olsa mümkünü yok böyle bir şeyin. Boğaziçi ayrı bir habitat. Helikopter durağı olan bir okuldan bahsediyoruz burda.
  • Dün gece kafam epey iyiydi, sık sık olduğu üzre. Boğaziçi networkünden olmayan -ki dışarıdan takılınabilen tek tayfası müzisyenler buranın- bir arkadaşla, onun bambaşka bir çevresine takıldık. Kafam güzel bir şekilde yaklaşık 15 km araç kullandım İstanbul sokaklarında. Nasıl geldim eve bilmiyorum.
  • Geldiğim gibi Emre aradı, buluşalım falan dedi. Bende birşeyler var onu istiyor göt. İyi dedim kardeşim ama bende kağıt yok sende varsa geleyim.
  • Varmış. Gittim takıldık. Güzel oldu.
  • Birazdan Hande gelecek. Hande kim derseniz, o da burda okuyor. Ama biz, blog yazarı olan başka bir arkadaşım üzerinden -yalnız blog dedik diye internet sanmayın, gerçek hayattan- tanışıyoruz.
  • Bi gelişme olursa bildiricem ibneler.
  • Böyle madde madde yazmayı da sevdim. Yapıcam artık sık sık.

1 yorum:

  1. Fotoğraf ve 3. madde birleşince; otobüs kullanmışsın gibi olmuş, iyi olmuş.

    "Bir 559C şöförünün anıları"

    YanıtlaSil