28 Nisan 2011 Perşembe

Düşmanlık da hayata dairdir.

Boğaziçi'nde neler oluyor malesef bilmiyorum artık. Samimi olarak söylüyorum, maalesef hiç arkadaşım kalmadı gibi bir şey. Birkaç tane var, onlar da benden beterler..

Loser olmak insanın hayatından çok şey götürse de, insan hayatından çok şey götüren diğer durumların aksine, bundan çabalayarak falan kurtulamıyorsunuz. Ne yaparsanız yapın hayat yakanızdan düşmüyor, hazırlanmadığınız yerden vuruyor, arabadan bir stash çıkıveriyor..

O yüzden artık ben de sizlere filtrelenmiş Boğaziçi maceralarından bahsetmekten vazgeçtim. Gerçekten yaşadığım şeyleri olduğu gibi anlatsaydım ya bana inanmazdınız, ya da birileri benim kim olduğumu falan bulup bana düşmanlık etmeye uğraşır dururdu. İnternette bile olsa bir şeyler yazmak insanın başına iş getirebiliyor.



Cank, hayatıma ailemin sandığı gibi lisede ya da benim öyle olmasını istediğim gibi üniversitede falan girmedi aslında. Herhangi bir yurdum psikolog ya da psikiyatristinin çözebileceği profillere -maalesef- uymuyorum. Bunun sebepleri için pek çok kitap yazılmış, gittim okudum da. Kısaca şöyle söyleyebilirim, "sistem" yalnızca akıl hastanelerine düşmüş olan cankileri tanıyabiliyor. Tüm bilimsel çalışmalar falan hep onlar üzerinden yürütülüyor. Bu durumda ben de kendi psikiyatristim olmak durumundayım belki de.

İlkokul bir ya da iki'deyken burnuma mendil sokup üst üste hapşırınca kafamın güzel olduğunu fark etmem ve mendili tam anlamıyla "abuse" etmem hatırladığım ilk cank deneyimim. Evet maalesef bu durum beklediğiniz Trainspotting ya da Requiem şablonlarına uymuyor.


Boğaziçi'nin "biz ayrımcılığa karşıyız" geçinen yavşakları, sözüm size. Günümüzde canki olmak 80'lerde gay olmak gibi. Nasıl ki bir insanı gay-kürt-kadın-türbanlı olduğu için şablonlandırıp ona göre hareket etmek ayrımcılık oluyorsa, bir gay ile -size karşı cinsel bir yaklaşımı olmadığı halde- aynı yurt odasında kalmak istememek sizin için kabul edilemez bir durum ise, cankilere yapılanlar da tamamen ayrımcılıktır. (Ama ben sizin gibi yavşak olamadığımdan, ayrımcılığa da karşı değilim. Cankiler de faça olmayıversin canım ha ha ha)


Evet ibneler, 1500 geri döndü. Bu sefer açık açık anlatmaya geldim. Günahlarınızı gururla anlatmaya devam ediniz, ben sizleri yine de seviyorum.

2 yorum: