22 Ağustos 2010 Pazar

Google'da "Türkiye'nin En Tırt Üniversitesi" yazdım, İTÜ Sözlük'teki "Boğaziçi İşletme" başlığı çıktı.

Bugün Merve ile buluştum. Kendisinin Boğaziçi ile hiç bir alakası yok. Ama öbür evimin bulunduğu Avcılar'da oturması açısından benim için oldukça önemli bir isim. Bir de kendimi ona kanıtlama ihtiyacı hissetmeme gerek olmamasından ötürü belki de. Üstelik o güzellikteki bir hatun kişi ile Boğaziçinde dolanacak olsam, nereden baksanız işletme kulübü başkanının üçte biri kadar falan "yerinde olmak istenilen kişi" olurum.
Ama her zaman her şey istediğiniz gibi gitmeyebilir yine de. Ardından buluştuğumuz dershane arkadaşım Nihat ile aylardır en ufak bir yaşam belirtisine sahip olamayışımızı konuştuk, karşılıklı üzüldük. Gelin görün ki, bir çözüm üretemedik. Beyler, yapan nasıl yapıyo nolur söyleyin lan :(

Hande ile barıştık gibi bir durum var ortada. Yeniden konuşuyoruz. Çok salakça bir şeye trip atmış meğersem zamanında. Dünyanın en dengesiz insanı falan herhalde kendisi. Yine de seviyorum güzel vakit geçirilinebiliniliniyor. Hande'yi biraz da şu yüzden seviyorum: Bugün mezun et okuldan, çok az şeyi değişir hayatında. Boğaziçili Çocuklar oldukları için popüler olan müzik grupları gibi değil.



Tadı bok gibi, tadı bok gibi, tadı bok gibi, tadı bok gibi.

Fenerbahçeli Cemil ile bizzat sevişmiş insan tanıyorum.

Ve hepinizi çok seviyorum.
Boğaziçi Bin Beş Yüz

1 yorum:

  1. Nihat memleket değiştirince daha iyi bir ortama girecek de biz napacağız amkq?

    YanıtlaSil