22 Mayıs 2011 Pazar

CNN




Az önce CNN'de haberleri izliyordum. Dünyanın iki farklı köşesinden iki genç, beraber iş kurmuşlar. Yeme içme sektörü için iş ve işçi bulma işi yapıyorlar, ama sosyal network formatında. Böylece potansiyel işverenler de daha iyi seçimler yapabiliyorlar.

Benim bu yeni kaşarın ablası da Boğaziçili bu arada. Lisedeki travma aşkım olan hani. Neyse işte, çocuk beni kekir kekir darladıktan sonra ben takılmaya devam etmeyi teklif ettiğim halde gitmek zorunda kaldı. Saat 05'te ablasını Laila'dan alacakmış.
Üzüldüm lan. Ama bi meraklanmadım da değil. Saat 05'e kadar sürüyor mu o partiler yahu? Bu kız bu kulübün başkanı değil bişey değil, normal katılımcı da o saate kalmaz benim bildiğim. Anca Kilyos servisinin mecburi bekleyicileri durur etkinliklerin sonuna kadar, bi de Carpe Diem kızları. (onların da akbabaları çok olur ama partinin sonunda her türlü eve döner bu carpeler.



Neyse efendim, blogun temasını değiştirdik madem, konuya da girmeden etmeyeyim. En kötü dealer çeşidi, "ben dealer değilim" diyendir. Ancak en sürpriz şekilde kaliteli ürünler de onlardan çıkar. Mecbur kalmadıkça tavsiye etmiyorum yine de. Don't get fucking middled man. (Blow'u izlemeyenleriniz izlesin tavsiye ederim. İngiliz bi ailenin oğlunun 60'ların sonunda Amerika'ya gidip dealer olup işleri de baya bi büyütmesini anlatıyor, based on a true story üstelik.)




Bu arada, sizlerden daha çok feedback alsam daha çok yazarım. Bugün aklıma geldi, "devleti yaşatan kurumdur blogu yaşatan yorumdur" diye bi laf vardır hatta bu konuda. Beyler 1500 kişi bakmış üç kişi yorum yazmış emeğe saygı lütfen böyle giderse artık paylaşım yapmayacağım. ---okuyucularımın buradaki espriyi yakalayacak olması çok acı verici. beyler millet forumlardan no rapid paylaşım kovalamıyor, gençler üniversiteliler ya da fark etmez her kesimden insanlar sevişiyorlar lan :( ---

Tabii bu durumumda benim de suçum yok değil. Benim yerimde belki başka biri olsa daha farklı olurdu. Ama nedense ben beceremiyorum işte. Tipim de çok kayık değil belki de, hani seks gibi bir şey için tercih edilmeye çok meyilli değilim aq. İşverenler bayılıyor ama. Zaten tanıdığım çoğu kişi "sen ileride zengin olursun" diyor her türlü bana. Ama ileride çok canlar yakarsın denilen gençlerden hiç olmadım.
Boşver, zaten kimsenin canını yakmak da istemem, huyum değil. Kader kısmet fişmekan. (fishmekan diye balık lokantası var bu arada)



Geçen gün "wikipedia killed the expert" diye bişey gördüm. Çok doğru lan, millet bana bilgilisin milgilisin diyor. Açın okuyun siz de bilgili olun olm. Gerçi ben de o kadar mal mal şeyler okuyacağıma derslerime bakaydım okul biterdi. Ooof of dertliyim lan kendime çok kızıyorum.

Bu yazıyı da kendime yazdım galiba. Hayatı irdelerim dediysem bakmayın bi boku çözdüğüm falan yok.

Şimdiki Çocuklar Gerçekten Çok Piç

Kendimden daha kaşar bir adamla karşı karşıyayım.

Lisedeki travma aşkımın kardeşi bana tatandı. Cigo kanalı olarak kullanıyo beni piç.
Bi şekilde de ikna ediyo, gönlümü alıyo, ne dersem yapıyo falan filan da, yine ibnenin dediği oluyor arkadaşlar.

Az sonra gelip beni evden alacak, beraber cigo içecekmişiz efendim.
Aha şimdi yine aradı, bi de evi bulamıyor, yolu tarif ettiriyor.

Faça olmak çok zor iş lan. Bu da böyle kısa boktan bi yazı olsun.
Eve dönünce yine hayatı irdeleriz.

8 Mayıs 2011 Pazar

Şimdiki Çocuklar Çok Piç



Beni de kaşarladılar anasını satayım.

Dün okulda taşoda maşoda vardı. Aslında benim o konserde teknik olarak sahneye çıkıyor olmam gerekirdi ancak birtakım dişidökük eskicanki mikrop gibi adamlar önümü kestiğinden olamadım. Sikerler orası mühim diil.

Okula gittiğimde yanımda hatırı sayılır miktarda cigo vardı. Eskilerden bikaç arkadaşı buldum, hemen tenha bi köşeye gidip içtik. Dicle, daha önceden Hisar'daki evime gelicem diyip gelmeyen, mavi gözlerine ölüp bittiğim İrem'i getirdi grubumuza. Arkadaş Amsterdam'a gidip cigo içmemiş bi insan. Dün içti. Neden içtiğini ise gecenin sonlarına doğru Elvan'ın "İrem'le Halil sevgili mi?" diye sormasından anladım. Vay anasını.

Halil ise daha önceden dağda bayırda survivor tadında işler yapan bir şirketin günübirlik işlerinde beraber çalıştığımız bir arkadaş. Ben cigoyu kötü yapınca adama "e sen yapsaydın o zaman" dedim, o da "ne bileyim lan öyle üstünde deri mont, saçlar jöleli çok janki gözüktün gözüme" dedi. Bişey diyemedim. Lan ben o saçları anneme faça olmamak için öyle yapıyorum.




Boğaziçi'nin gelmiş geçmiş en kaliteli insanı İdil de oradaydı dün. O da zannedersem ilk kez cigo içti. Üstelik daha önce bahsettiğim bir taksi bagajı kapağı gibi file ile kaplı bacaklara sahip Gülşah da oradaydı. Bacakları yine öyle miydi, orasına girmiyorum. Yılların manitasıyla yine barışmış çünkü karı, çocuğa ayıp. Çocuğu da eve dönerken 6.sokak yokuşunda gördüm, pis pis güldü. Bu "yasadışı işler yapıyoruz olleyomoli" tadından çok hazzetmiyorum. Bi rahat olun aq.

Kimler kimler vardı çok da anlatamıyorum. Ama bi ara olanca luzırlığıma karşı 10-15 kişilik bir grupla geziyordum okulda. 1500'ün kervanı oldu tam böyle. O ara hayattan keyif aldım lan.




Ha, unutmadan anlatayım: Kim kaşarladı beni?

Lisede bir dönem köpek gibi aşık olduğum kızın kardeşiyle tanıştım dün, beraber cigo içtik. OCB çocuktan çıktı. Çocuk bana "sakın ablama söyleme, bilmiyo" dedi, okey dedim. Sonradan öğreniyorum ki çocuğun meğersem denetimli serbestliği varmış, ablasına bu saatten sonra hala faça olmak istemiyomuş piç.

Bu yeni çocuklar çok kaşarlar lan. Seni beni donlarında sallarlar ahahaha çok bayıldım.

5 Mayıs 2011 Perşembe

Boğaziçinin cigo içicileri

Komünistler ya da anarşikler falan: OOOOF OF. bunları ne ben yazayım ne siz okuyun. Cigo içicisinden toplumda nefret edilmesini haklı buluyorsam bunlar yüzündendir. Cigo'ya bayılırlar. "Senin steşin benim steşim, benim steşim benim steşim" mantığıyla yaşarlar. Başkasının cigosuna çökmekten başka bir niyetleri yoktur bu yavşakların. Kendi cigolarını kimseyle paylaşmamak için türlü türlü numara çevirir, gerekirse çirkinleşirler. Ancak nedense aynı adamlar, kendilerine her türlü cigo sağlanmasını herhangi bir şekilde kıymetli bulmazlar. Hatta misal, sizden bir komi cigo istediyse ve elinizde olduğunu ikiniz de bildiğiniz halde herifin gözünün içine baka baka "bende de yok" dediyseniz bu normaldir. Hiç sorun olmaz. Asitçi tayfa da bunların aralarında veya çok yakınlarında olduğu için yine geleceğiz bu konulara maalesef.

Bakireler: En sevdiklerim. Bunlar cigoyu ya interrail esnasında ya da work n travel esnasında en fazla bir-iki kere denemiş, ya da çok yaklaşmış ama yanlarındaki arkadaşlarının ne diyeceğini bilmediklerinden deneyememiş üniversitelilerdir. Mahalle baskısının ete kemiğe vurulmuş halidir. Ortamı denk geldiğinde şöyle bir bakarlar, çoğunlukla cigonun kafasını beğenmedikleri gerekçesiyle vazgeçerler ve bir daha görünmezler.

Carpe Diem'ler: Çoğunlukla kızlardan çıkar. La liberta'nın bol bira içilen gecelerinde bir eve cigo içilmek üzere geçiliyorsa o kadroda bunlar vardır. Genellikle kendi bağlantıları ya da steşleri bulunmaz, quallere katılırlar. Sanıldığının aksine, çok miktarda içebilirler ve okul ortamı haricinde de bol bol içmişlerdir. Komilerin özellikle kızları kendilerini Carpe Diem sanar. Maalesef asla olamazlar, çünkü Carpe Diem'ler yine sanılanın aksine kolay kolay kimseye vermezler.

Mezuniyet öncesi inekler: Mezun olmadan önce mutlaka cigo içme isteğindeki insanlardır. Ben de yeni yeni tanıdığımdan bir şey diyemeyeceğim, ancak gördüğüm kadarıyla çoğu cigoyla yüz yüze gelince vazgeçer. Zannedersem ileride sağda solda "bana çoooook uzatıldı da ben içmedim ne ortamlar gördüm oof of neler neler içildi de ben içmedim ohooooo" diye konuşan karılar bunlardan çıkıyordur.

Müzisyenler: Bunlarla geçen sene çok takılma şansım oldu. En piç muhabbetler bu ortamlardan çıkar. Sanılanın aksine müzisyenlerin kız olanları cigo içmezler pek, yani müzisyen cigo ortamı sap ortamı olur. Bol abur-cubur severler, ortamda playlist savaşı gibi olgular çok olduğundan bir çok şey kurala bağlanmıştır. Yalnız geçen sene bu tayfadan önemli bir isim polise patladığı ve davası hala sürdüğü için şu aralar çok fena halde sinmişlerdir. İçen varsa bile tayfa halinde içilmiyor bu sene, herkes en yakın bağlantısıyla içiyor.

Zengin Kızlar: Yine sanılanın aksine, zengin kızlar cigo içerler Boğaziçi'nde. Tanıdığım en düzgün cigo içicisi tayfalardan biridir hatta. Dealer ile çalışmaz, içici bir arkadaşlarını "cigo senden geri kalan tüm masraf bizden" usulü ağırlarlar. Sanılanın aksine bol miktarda, hatta neredeyse Carpe Diem'ler kadar cigo içebilirler. O yüzden steşi kuvvetli götürmekte yarar var.


geçen sene bir perşembe gecesi karar verip cuma gecesi çıktığım hisarüstü evinde, evin diğer sakinlerinden ve kızın manitasından gizli cigo içerdik ev arkadaşım olan cansu ile. o tüm bu stereotiplerin dışındadır. hayatımda beraber cigo içtiğim en iyi insandır. öyle umuyorum ki onla bir gün tekrar hindistan cevizi yiyebiliriz. (hindistan cevizi cigonun üzerine iyi gider. soğuk soğuk.)